Başkent’te Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde kurulan Covid-19 Takip Merkezi, 1 Aralık 2020 tarihinden itibaren hizmet vermeye başladı. Pilot uygulama olarak ilk kurulan merkezde yaklaşık 10 aylık süre boyunca yapılan çalışmalar hakkında İhlas Haber Ajansı muhabirine bilgi veren Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Covid-19 Takip Merkezi uzmanlarından Dr. Canan Emiroğlu, Covid-19 Takip Merkezi’ne başvuru yapan hastaların genelde en çok şikayette bulunduğu rahatsızlığın nefes darlığı olduğunu, bunu kas ve eklem ağrılarının, saç dökülmelerinin, tat ve koku kayıplarının, nörolojik, psikolojik ve dermatolojik birçok durumun takip ettiğini aktardı. Dr. Emiroğlu, “Aralık 2020 tarihinden itibaren biz Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Sağlık Bakanlığının pilot uygulama olarak başlatması ile biz de göreve başladık. O tarihten itibaren Covid-19 nedeniyle hastanede yatarak tedavi gören hastaları değerlendirmeye aldık. Bu hastalarımız ilk gelişlerinden itibaren 1 ay, 3 ay ve 6 ay sonra, tekrar ikinci 6 ay şeklinde 2 yıllık bir tedavi süreleri planlanıyor. Bu aralık ayı itibarıyla birinci yıl yani 5 vizitelik tedavileri tamamlanmış olacak” ifadelerini kullandı.
“Gelenlerin büyük bir kısmının semptomlarında düzelmeler fark ediyoruz”
Merkezlere tedavi amaçlı başvurunun tamamen gönüllülük esaslı olduğuna dikkat çeken Dr. Emiroğlu, “Katılım oldukça iyi, gönüllülük esasına göre geldikleri için biz randevu verip davet ediyoruz. Yaklaşık üçte ikisi bizim kayıtlarımıza göre kesin olarak devam ediyor. Üçte biri de muhtemelen iyileştikleri ve şikayetleri fazla kalmadığı için gelmemeyi tercih ediyor. Gelenlerin büyük bir kısmının semptomlarında düzelmeler fark ediyoruz. En başta geldikleri zaman özellikle solunum yolu, akciğer tutulumuna bağlı Covid-19 pnömonisi (zatürre) nedeniyle hastanede yatarak tedavi gören hastalar nefes darlığı şikayetiyle çok başvuruyorlardı. Yürürken, evde en basit işlerini yaparken dahi eskisi gibi olmadıklarını ifade ediyorlardı. Daha sonraki kontrollerinde özellikle 6’ncı aydan sonra bu şikayetlerin oldukça azaldığını fark ediyoruz. Diğer şikayetler de aynı şekilde. Eklem ağrıları, yorgunluk, kas ağrıları, baş ağrıları, saç dökülmeleri, tat-koku alma bozuklukları; bunların zaman içerisinde bir kısmı tamamen kayboluyor, bir kısmı da azalarak devam ediyor. Bu arada değişik sık görülmeyen bazı ilginç şikayetleri olan hastalarımız olabiliyor. Ya da farklı sırt ağrısı ile gelen, pulmoner emboli tanısı koyduğumuz birkaç hastamıza da denk geldik. Tabii istisnai durumlar da olabiliyor” şeklinde konuştu.
“Yatan hastalarda en baskın şikayet nefes darlığı”
Bu merkezlere Covid-19 hastalığı nedeniyle yatarak tedavi gören hastaların kendileri tarafından davet edildiğini ve gelen hastaların tüm kontrollerinin düzenli olarak takip edildiğini aktaran Emiroğlu, “Yatan hastalarda en baskın şikayet nefes darlığı. Akciğer tutulumu olduğu için pnömoni geçirenlerin hemen hepsinde bu durum az ya da çok var. Tabi kronik hastalığı olan, geçmişte diyabeti, KOAH, astım gibi kronik hastalığı olan hastalarda nefes darlıkları zaten mevcut olduğu için bir de üstüne Covid eklendiğinde bu hastalarımızın bir kısmı ilk dönemlerde tekerlekli sandalyeler iler gelenler var aralarında. Oksijen satürasyonları düşük olup oksijen tüpleri kucaklarında gelerek destek tedavileri alanlar da var. Bu grup hastalar daha istisna ama normal hiçbir ek hastalığı olmaksızın gelen hastalarda da bu şikayetler; özellikle nefes darlığı, halsizlik, kas ve eklem ağrıları ön planda. Tabi bizim hasta grubumuzun da yaş ortalaması yaşlı bir grup. Genç hastalarımız da vardı ama onlar biraz daha hafif atlatıyor ve sayıları az” diye konuştu.