Şimdi sayfalar dolusu yazdıkça yazarım… Tüm insanlığın istek ve nefsi yaşadıklarını eleştirir onlara mezar da kazarım. Benle başlayan sayısız cümle kurar, toprak olur tozarım. Ancak ne yaparsam yapayım kötülüğü durduramıyorum. Yine savaşlar ve içinde ölen masumlar, açlığa mahkum siyah Afrikalılar gibi... Yine felaketler ve yaşadıkları çirkinlik ile yaptıkları binaların altında kalan, inadına diri… Yine her şerre şahit güneş ve ay… Işığını saçmaya, kirli çamaşırları açmaya devam ediyor! Başkasının acısına aldırmayıp, mutluyum diyen, eğlenen, bitlenen ve pirelenen insanlık! Yine yağmur yağıyor aylardan ha Nisan ha Eylül oluyor… Ortaya gelen seliyle çirkinlik çıkıyor! Manzara her yerde aynı, Yok adalet gayrı! Ağrı aynı Sancı aynı Hastaneler de, mezarlıklarda inleyenler aynı… Bu kadar zulme rağmen o kadar da duyarsız! Hani mavi ışık? Hani kullanmayalım diyen elektriği... Hani yaşamı uzatacağız, Yaşlanmayı yavaşlatacağız diyenler! Ne kadar yaş görsek hemencecik kuruyor!… Bir başkasının heva ve hevesleri bize uyar mı diyen yok! Mankene bakıyor, ona göre elbise giyiniyor, artiste bakıyor ona göre yaşamaya kalkıyor, Zengine bakıyor onun seviyesine varmak için uzuyor, Hiç kimse, ben kimim, nereye gidiyorum… Ölüm ve sonrası demiyor! Gününü gün etme yarışındayız! Karanlığa mavi ışık gelse ne olur ki huzur ışığın içinde mi ki... Ona çarpan başka ışıklar bozuyor maviyi… Şömine de yansa, mumda erise de an hızla akıyor. Nedir dosdoğru amel, elinde avucunda var mı, hecen de ve gecen de yar mı? Ecel gelince akıl çakıyor! Yazıyorum… Kazıyorum… Okuyanda diyor Bende azıyorum! Herkes tercihinde hürdür… Kendisinden sorumlu sonuçta… Allah ıslah eylesin diyorum, Amin! Gelecek olan Kurban Bayramınızı tebrik ediyorum. Umarım dilediğiniz gibi sevdiklerinizle içtenlikte paylaştığınız muhteşem bir bayram olur inşallah.
Saffet Kuramaz